LONDRA’DA GENÇLERLE!

Gurbet yerde, hele de bu gurbet yabancı bir ülkenin şehri ise insanın kendi vatandaşları ve dindaşları arasında bulunması bambaşka güzellikte bir duygu.

Geçen hafta İngiltere’ye kısa bir seyahat gerçekleştirdim. Londra ve Oxford arasında geçen üç günün en hoş birkaç saati de Londra’daki Türkyar’da geçen saatlerdi.

24 saatlik bir çay hasretinden sonra Türkyar’da Salih’in hazırladığı tavşankanı çay, ancak tiryakilerin hissedebileceği bir mutluluğu yaşattı bana. Elimde koca bir bardak çay ve etrafımdaki gencecik ilim taliplilerinin çevreye yaydığı pozitif havanın ortasında keyifle etrafıma bakınıyordum. Konuşmayı seven bir insan olmama rağmen o gece etrafımdakilerin konuşmalarını dinlemek bana müthiş bir zevk verdi.

 

Uzun dönemli hedefler

Salih, London School Of Economics’de yüksek lisans yapmak için orada. Lisans sırasında iki fakülte bitirmiş ve LSE’den burs alarak okuyor Ali, Oxford’da da tarih doktorası yapıyor. Cihat, sinema alanında doktora çalışmalarından bahsediyor, Ahmet, dil öğrenmek ve sonrasında yüksek lisans için Londra’ya gelmiş. Mehmet Orta Anadolu’da İlahiyatı bitirdikten sonra yüksek lisans yapma niyetiyle gelmiş ve dil kursuna yazılmış… İskender edebiyat ve dil alanında başladığı doktorasının detaylarını anlatıyor. Abdulhamit içlerinde en büyükleri. Doktora sonrası yapmakta olduğu çalışmalarının son günlerinde.

Birbirlerini Türkiye’den de tanıyan bu gençler, aralarında kendi çalışma alanlarıyla ilgili hummalı bir sohbetin içindeler. Uzun dönemli hedefleri var. Yapmakta oldukları çalışmalarının sonrası ile ilgili fikir alış verişleri çok üst düzeyde.

Ben ise sadece dinliyorum… Onlara göre yaşı bir hayli ilerlemiş bir ağabeyleri (belki de amcaları) olarak mevzuya karışıp bu tatlı sohbeti bozmaktan adeta korkuyorum. Bizim yaş dönemi için geçmiş günlerde yapmış olduğumuz çalışmalar daha önemli. Fakat onlar istikbale odaklanmışlar.

 

Yararlı cümleler

Şu kütüphaneye gittin mi? Falanca makaleyi görmüş müydün? Doktora sonrası bu alanda bayağı boşluk var onu düşünsen faydalı olur… tarzı cümleler bu gençlerin ileride inşallah çok yararlı konumlara varacakları ile ilgili insanda kuvvetli bir his uyandırıyor…

Evet evet, Türkiye’yi hakikaten güzel günler bekliyor.

 

Dünya üzerine yayılmış güzel gençler!

Bir ara şunu düşünüyorum. Türkyar’da devam etmekte olan bu sohbetin bir benzeri ABD’nin herhangi bir eyaletinde veya Avusturya’nın bir şehrinde veya Almanya’nın bir üniversitesinin yurdunda, benzer bir tarzda fakat farklı gençler arasında da cereyan ediyor. Bu gençler bu yerlerde keyif çatmak, eğlenmek, günlerini gün etmek için değil, memleketlerine ve ait oldukları medeniyete faydalı birer insan olmak için bulunuyorlar. Saygı duyulacak güzel bir iş yapıyorlar… Yaşıtları bambaşka ortamlarda, dünyevi zevklerin doruklara çıktığı mekânlarda adeta kendilerinden geçmiş bir şekilde tepinirlerken bunlar oturmuşlar, ciddi konularda müzakere ediyorlar.

Birbirinizle bağlantıyı koparmamak önemli!

Bir ara dayanamayıp lafa karışıyorum.

Diyorum ki; Aman aranızdaki bu münasebeti devam ettirin, hep canlı tutun. Allah ömür verirse 15-20 sene sonra sizler bu ülkenin önemli yerlerinde bulunacaksınız. Sağ olana hayat çok hızlı geçiyor. Heybelerinizi iyi doldurursanız ve tabii ki birlik ve beraberliğinizi muhafaza ederseniz istikbalde ülkenin ve insanlığın daha iyi bir noktaya gelmesinde ciddi katkınız olacaktır. Tek tek çok önemli olabilirsiniz fakat birbirlerinizle bağlantılı olarak yapacağınız çalışmalar tıpkı uyumlu bir orkestradan çıkan sesin ve müziğin dinleyenlerde uyandırdığı etkiyi uyandıracaktır.

Bireysel olarak belli bir kaliteyi yakalamış fakat aynı zamanada ahenkli bir topluluk, umulmadık hizmetlere vesile olabilir.

Onlara kendi neslimizde ve bizden önceki nesillerde bu tarz birlikteliklerin gerçekleştirdikleri çalışmalardan kısaca bahsediyorum. Bu arada vurguladığım diğer bir nokta da şu: Bu genç nesil yani sizler, dünyaya daha açıksınız. Sadece ülkenizi değil insanlığa da hizmet edebilmek için imkânlarınız daha geniş…

Aman hedeflerinizi kaybetmeyin…

Aman dikkatinizi dağıtmayın ve birbirinizin kıymetini bilin…

Sohbet, gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürüyor. Bu arada yeni gelenler oluyor, bazılarının uykusu gelip ayrılıyor. Fakat ben çay keyfi ile başlayan ve muhabbetin derinliği ile devam eden bu geceden inanılmaz bir zevk alıyorum.

Türkyar, 1970’lerin sonlarından itibaren Londra’da bu tarz birçok sohbete ev sahipliği yapmıştır muhakkak. O sohbetleri yapan nice genç bugün insanlığa hizmet yolunda bambaşka noktalarda bulunuyorlar. O gece orada bulunan gençler de inşallah yarının dünyasında önemli roller oynayacaklar.

Londra’daki, İstanbul’daki, New York’daki, Viyana’daki ve dünyanın farklı köşelerindeki tüm ilim gönüllüsü gençlere selam olsun.

Allah onların ayaklarını  istikamet çizgisinden ayırmasın.

Hayırlı emellerine kavuştursun.

Amin…

 

ERHAN ERKEN

26 Ekim 2009 Pazartesi  DÜNYA BİZİM

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir