KİBİRLİ LİDERLİK VE GÜÇ SARHOŞLUĞU YAZISI ÜZERİNE


Murat Ülker beyin Linkedin’de yayınlanan  bu yazısı çok hassas noktalara temas eden bir muhtevaya sahip. İçinde liderlik var, kibir var, ego var, yöneticilik özellikleri var, güç var…

İnsanların güç ile imtihanları tarih boyunca en büyük sınavlardan biri olmuştur. Bu hem güce  sahip olanlar hem de güce ve güçlülere muhatap olanlar için böyledir. Bizler de hayatımızın birçok safhasında bu sınavla karşı karşıya kaldık hâlâ da bu sınav farklı tonlarda devam ediyor

Yazıda da belirtildiği üzere gurur, kibir, ego, narsizm vb noktalar çeşitli seviyelerdeki liderler ve yöneticilerde sıkça görünen özellikler. İlk etapta ortaya çıkmasa bile potansiyel olarak daima var olan hususiyetler. Önemli olan bunların hem iç hem de dış faktörlerle kontrol altına alınması ve faydalı yönlere doğru yöneltilebilmesi. Gerçek anlamlı istişari zeminlerin oluşturulması, lider ve yöneticilerin karar alış süreçlerinin belli bir karar alma prosesinin içine alınabilmesi önemli.

Yazıda geçen: “İşletmelerde ise açık-şeffaf iletişim,  öneri toplama, istişare toplantıları, neyi yanlış yaptık ve ne öğrendik, 360 derece geri bildirim, OKR ve KPI ile yönetim gibi usullerin hepsinden istifade gerekir” bölümü kısmen bu konuya yönelik yararlı usulleri tarif etmiş.

Ayrıca yöneticelerin ve liderlerin gücü arttıkça iç derinliklerinin artmasını sağlayacak mekanizmalar da olabilmeli. Dua, tevbe istiğfar, zikir meclisi vb. Yazıda bu dua ve istiğfar noktasına da işaret edilmiş.

Eskilerde iyi işleyen tasavvufi yapılar sanırım bu tip fonksiyonlar da görüyordu. Neredeyse tüm lider ve güçlü kişilerin manevi önderleri, meşreplerine göre devam ettikleri tekkeleri vardı. Bugün bu yapının yerine ne konabilir bilemiyorum. İnsanların  hem iç derinlikleri artmalı hem de modern dünyanın oluşturduğu tahribatlar temizlenebilmeli. Bu  yönetici/ liderler için olduğu kadar normal seviyedeki kişiler için de gerekli bir husus.

Hayatım boyunca bir çok yapıda kurmay grupların içinde yer aldım. Bazısında benden önde kişiler vardı, bir kısmında da ben ön taraflarda rol aldım.

Bu yazıyı okurken hep o dönemlerden parçalar gördüm. Tesbitler çok önemli. Fakat bu tesbitlerin iyi işleyen yapılara dönüşmesi hiç kolay değil. Bir çok hayati tesbitin doğruluğunu kabul eden lider ve/ veya yöneticinin buna yönelik mekanizma kurulması ve uygulanması safhasında ayak dirediğini, işin gidişini bozduğunu bugüne kadar çokca gördük, halen de görüyoruz. Lider veya yönetici,  sahip olduğu gücün kontrol edilmesini, paylaşılmasını, yönettiği organizasyonun yararına olduğunu bilse bile çoğu kere gönülden isteyemiyor. Bu sanırım baş edilmesi gereken önemli bir insani zaaf. Kibir, gurur, ego, nefs-i emmare vs farklı isimleri var..

Velhasıl benim için çokca düşünmeye ve bolca hafızamı tazelememe yarıyan bir yazı oldu. Ciddi bir emek verilmiş. Elinize sağlık. Teşekkürler

Erhan Erken