ARTIK EKSİK TEMSİL YOK!

Türkiye’nin fuarlarda niteliği!

Fransa’da 9 aydır devam eden, 400’ü aşkın etkinlikle kutlanan ve 31 Mart 2010’da resmen sona eren Türk Mevsimi’nin bitmesine çok yakın bir süre kala gerçekleşen Paris Kitap Fuarı için İTO heyeti ile birlikte Paris’e geldik.. Paris Kitap Fuarı dünyanın önemli kitap fuarlarından bir tanesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda organize edilen katılım içinde, yayıncılar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür A.Ş ve İstanbul Ticaret Odası, 250 m2’lik sergi alanına sahip bir standda, ülkemizin kültürel birikimini yansıtmaya çalıştılar.

Yayıncılarımız eserlerini sergiledi, paneller, imza programları, bire bir görüşmeler yapıldı. Yazar, çevirmen, yayıncı ve ülkemizin farklı renklerini taşıyan kültür adamları ve hanımları yabancı meslektaşlarıyla temaslarını geliştirdi.

Büyükelçi, Kültür Ateşesi, Başkonsolos ve resmi erkânın yanında Fransa’da yaşayan vatandaşlarımız, çeşitli ülkelerden gelmiş sanatçılar, yazarlar, eleştirmenler hep birlikte ülke standında verilen  kokteyle iştirak ettiler, uzun sohbetler yaptılar.

Kültür A.Ş’nin standında ebru ve hat sanatçılarımızın uygulamalı gösterileri fuar katılımcılarını ilgisini çeken önemli etkinliklerden biri oldu.

Fuarda çeşitli ülkelerin yayınlarının yanı sıra, güzel yazı yazmaya yönelik kalemlerden, taş baskı makinelerine kadar değişik malzemeler sergilenmişti.

Kitap fuarlarının tarihinde önemli bir değişim yaşanıyor

Türkiye’nin yurt dışındaki kitap fuarlarına katılımında son yıllarda önemli bir nitelik değişimi dikkat çekiyor.

Daha önceleri Kültür Bakanlığı’nın organize ettiği ülke katılımlarında genellikle ülkemizin belli renkleri daha fazla öne çıkar, gerek katılan yazarlar ve kültür adamları gerekse de yayıncılar yönünden sadece belli bir kesime öncelik tanınırdı.

Önceki Kültür Bakanımız Sn. Atilla Koç’un insiyatifiyle başlayan süreçte, ilk defa Frankfurt Kitap Fuarında, Yayıncılar Birliği ve Basın Yayın Birliği’nin ülke katılımını birlikte organize etmesi fikrinin doğması bu olumlu süreci başlatan önemli bir adım oldu.

İTO’nun da bu çerçevede aktif olarak dâhil olduğu bu ilk Frankfurt Fuarının çok başarılı geçmesi ve ülke birikiminin bütün renkleri ile ortaya konulması daha sonraki girişimlere de önemli bir cesaret verdi.

Daha sonraki yılda Türkiye’nin Onur konuğu olduğu Frankfurt Kitap Fuarı, yine aynı yaklaşımla yapıldı ve gerek içerik gerekse de İTO ve Kültür A.Ş’nin ekstra katkılarıyla ülkemiz için yüz akı olarak nitelenebilecek bir manzarayı ortaya çıkardı.

Bu organizasyonlar sırasında Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü yapan Doç. Dr. Ahmet Arı ve Doç.Dr. Aytekin Yılmaz, yine Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdür Yardımcısı Ümit Yaşar Gözüm, fuarların bu çerçevede geniş katılımlı olarak ortaya çıkmasında hakikaten önemli bir gayret sarf ettiler.

Yeni Kültür Bakanı  Sn. Ertuğrul Günay da başlamış olan bu geleneği aynen sürdürerek hizmetin devamını sağlıyor.

TEDA projesinin getirdikleri

Türkiye’nin son yıllarda gittikçe hızlanan dışa açılımı, dış dünya ile her alanda daha fazla temas kurulması sürecinde Türk kültürünün ve değerlerinin de yayınlar yoluyla insanlık âlemine ulaştırılması gerekiyor.

Kültür Bakanlığı’nın TEDA projesi bu açıdan çok olumlu bir girişim. Bakanlık son 5 yılda 632 esere destek sağlayarak, Türkçe yayınlanmış eserlerin farklı dillerde de okuyuculara kazandırılmasını sağladı. Ayrıca yayıncılarımızın, eserlerini farklı dillerde de yayınlamaları, diğer ülkelere telif satışı yapmaları, hem ekonomik açıdan yeni imkânlar sağlıyor hem de kültürel açıdan çok önemli bir hizmet görüyor.

Arzumuz bu tercüme eserler içinde Kültürümüzün derinliğini yansıtan önemli yazarlar ve zirve eserlerin de daha fazla yer almaları.

Dünya şayet bizimse hedefimiz, kalitenin ve güzelliklerin dünyanın her noktasına en kısa zamanda ve en kaliteli şekilde ulaşabilmesini sağlamak olmalı

İş dünyası kültür hayatının daha fazla içinde

Son yıllarda bilindiği gibi kitap fuarları, İstanbul Ticaret Odası’nın fuarlar takvimi içinde de önemli bir yer almaya başladı. Frankfurt Kitap Fuarına katılım ile başlanan bu süreç, zincire yeni halkaların ilave edilmesi ile büyüyor. Frankfurt, Paris, Selanik ve Cenevre kitap fuarlarını zaman içinde ve belli bir plan dâhilinde, Kahire, Londra, Tahran ve diğer önemli kitap fuarlarının izlemesi gerekecektir sanırım.

Yayıncıların büyük bölümünün  İTO üyesi olması dolayısıyla, odanın bu fuarlarda onların yanlarında yer alması, işlerini kolaylaştırıcı ve geliştirici bir rol oynaması, fonksiyonu ile doğru orantılı bir duruş.

TOBB gibi daha büyük  ölçekli bir yapının da aynı şekilde hedefleri içine İTO gibi kitabı ve kültürü de alması en büyük arzularımızdan bir tanesi. KÜLTÜR EKONOMİSİ kavramının yaygınlaşmaya başlamasının tabii bir uzantısı olarak ortaya çıkan bu gelişmenin daha da ileri boyutlara ulaşabilmesi için, yayıncılığın  kültürel bir aktivite olduğu kadar ticari bir aktivite  olduğunun daha fazla farkına varılması gerekiyor. Tabii bu arada kültürün sadece maddi kazançlara feda edilmesi tehlikesine karşı da aynı şekilde dikkat ederek…

2009 Yılı itibariyle 1.250.000 dolarlık bir hacme ulaştığı tahmin edilin yayıncılık sektörümüzün bu gücünü yurt dışı operasyonlarla daha da geliştirmek mümkün. Bundan sonrası için de sektörün önem verdiği yurt dışı fuarlara, şimdiye kadar yapıldığı gibi dikkatli bir seçimle ve Kültür Bakanlığı ile koordineli bir şekilde katılmak sektör için ciddi öneme sahip.

Paris Kitap Fuarı’nın kahramanları

Ali Ural, Münir Üstün, Metin Celal, Enver Ercan ve Ümit Yaşar Gözüm Paris Kitap Fuarının öne çıkan 5 ismi oldular. Ulusal Yürütme Komitesinin üyeleri olan bu arkadaşlarımızın gerisinde ismi yazılmayan birçok isimsiz kahraman mevcut. Tabii yukarıda kısaca bahsettiğim tarihi süreçte yer alan birçok ismi de Paris de ortaya çıkan güzel tablonun önemli renkleri olarak zikretmemiz gerektiği kanaatindeyim

Değinime son verirken bir özel paragrafı da Münir Üstün için açmak istiyorum. Münir kardeşimiz bu ekibin içinde en genç olanı. Onun son yıllardaki performansını yakinen izleyen bir isim olarak bazen ona nazar değmemesi için içten içe dua ediyorum. Bu sürecin ilk başında yer alan Frankfurt Kitap Fuarından bu güne kadar Münir çok ciddi bir gayret gösterdi. Genç yaşında ve bitmeyen enerjisi ile her yükün altına girdi. Gerek Basın Yayın Birliği, gerek Ulusal Yürütme Kurulu gerekse de sektörün önemli temsil yeri olan İTO Meslek Komitesinin neredeyse en aktif elemanı oldu. Kendinden çok tecrübeli isimlerin yanında çoğu kere sektörün isimsiz lokomotifi gibi çalıştı. Bu süreçte elde ettiği tecrübe ve birikim ile bundan sonraki organizasyonlarda da sektör kendisinden çok daha güzel şeyler bekleyecektir.

Son bir dileğimi de bahsetmeden bitiremeyeceğim:

Ülkemizin yurt dışında temsili noktasında son yıllarda başarıyla uygulanan, tüm kültürel renklerimizin fuarlarda dengeli bir şekilde yansıtılması konseptinin, yurt içindeki en önemli kitap fuarı olan TÜYAP Kitap Fuarında da artık etkili olması gerekiyor. Bu güne kadarki uygulamalarda maalesef birçok haksızlığın ve temsil probleminin yaşandığı bu önemli yurt içi kültürel etkinliğin organizatörlerinin, yurt dışındaki başarılı örnekleri, bundan sonraki TÜYAP fuarlarında uygulamaları hem yayıncılık sektörü hem de Kültür hayatımız için önemli bir fayda sağlayacaktır.

ERHAN ERKEN

DÜNYA BİZİM HABER PORTALI 08 NİSAN 2010

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir