Batı’nın Siyasi Düşünce Tarihi ile ilgili incelemelerde bilhassa XVIII. yy’dan itibaren ortaya çıkmaya başlayan ve zamanımızda da dolaylı ya da dolaysız olarak etkisini sürdüren ideolojilerin ortak özelliklerinden bahsetmekte yarar var:
Bahsettiğimiz bu ideolojiler içinde en fazla öne çıkanlar olarak Liberalizm, Muhafazakarlık, Sosyalizm ve Marksizmi sayabiliriz.
XVIII. yüzyıla genel olarak baktığımızda çağa damgasını vuran ve siyasi müesseselerin büyük ölçüde değişmesine sebep olan Fransız Devrimi’ni görüyoruz. Bütün sosyal olaylar gibi birden biri vuku bulmayan ve uzun bir birikimin neticesi olan bu hadise, evveli ve sonrası ile siyasi düşünce sahasına yeni boyutlar kazandırmıştır.
Fransız Devrimi henüz patlak vermeden oluşmaya başlayan Aydınlanma Felsefesi, aklı ön plana çıkararak, insanın bizzat kendi aklına merkeze alması gerektiğini öne sürüyordu. Bu düşünce şekli daha evvelki dönemlerde belli dini ve dünyevi otoritelerin düşüncelerine kesin itaati salık veren fikirlere göre çok radikal bir değişme idi. Aydınlanma Felsefesinin yaydığı fikirler ışığında insanın üzerindeki tüm otoritelere karşı çıkılmalı, kişiler gerçek mutluluğa bu dünyada ulaşabilmenin yollarını aramalı, tabiatı kontrol etmeye, yaratılışını yeniden keşfetmeye çalışmalıydı.
Bu değişiklikler neticesi insanlar nazarında güçlerini yitiren eski düşünceler ve değerlerin yerine yenilerini koymak gerekiyordu. Bu noktadan itibaren ortaya çıkmaya başlayan ideolojiler, Fransız Devrimi’nin sağladığı uygun şartlar içerisinde, insan hayatının her yönünü top yekün kapsayan sistemler olma yoluna girdiler…
İdeoloji kelimesi “idea” “logos” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş ve “düşünceleri tektik edilmesi, mütalaa edilmesi” anlamını ifade eden bir kelimedir.
Bu kelimeyi ilk defa kullanan Antoine Dustutt de Tracy’dir. 1796-98 arasında Paris’te Ulusal Enstitu’ye sunduğu bildirilerde bu kavram geçmekteydi. Tracy’nin bu çerçevedeki ‘The Elements of Ideology adlı kitabı daha sonra yayınlanmıştır. (1800-1815) Tracy bu kelimeyi daha çok DÜŞÜNCELER BİLİMİ anlamında kullanmaktaydı. Fransız siyaset adamı Napolyon da bu kelimeyi gerçek olmayan şeyleri hayal eden kişiler için kullanmıştır. Kelimeyi bugün ifade ettiği manada meşhur hale getiren kişi Marx’dır.
MODERN İDEOLOJİLERİN ÖZELLİKLERİ
–İlerlemeye yönelik ve devrimci olmaları.
Batı’daki sanayi devrimi ve aydınlanma felsefesinin etkisiyle insanların dünyayla ilgili beklentilerinin artması, yeni oluşan ideolojilerin bu meseleye çözüm getirmelerini gerekli kıldı.
Kişilerin kendilerine karşı duydukları güveni arttırmak ve sürekli daha iyi daha yeni şeyler bulma ihtiyacına cevap verebilmek için ideolojilerin ilerlemeye yönelik ve devrimci olmaları şart.
– Kitlelere hitap etmeleri.:
İdeolojiler kitlelere hitap etmelidir. Buna da zemin hazırlayan Fransız Devrimidir. Yaşanan hayatın yeni baştan yorumlanması ve değiştirilmesinde her ferdin katkısı olmalı.
İdeolojiler mevcut sosyal hadiseleri, belirli inançları devamlı tehdit ederler. Belli kilit konularda yapılan nümayişler toplu gösteriler yeni görüşlerin yerleşmesini ve kitleye mal edilmesini sağlar.
– Ütopik-hayalci olmaları.
İdeolojiler hayali bir dünya kurarlar ve insanları buraya çağırırlar. Ayrıca gelecekle ilgili optimist (iyimser) olma da ideolojilerin başlıca özelliklerindendir.
-Grup ruhu oluşturmaya çalışmaları.
İdeolojiler insanları “biz” ve “onlar” diye ikiye ayırmaya çalışırlar. Etkileri altındaki kişilerde grup ruhu oluşturmaya, onlara ortak bir kültür aşılamaya gayret ederler.
20’nci yüzyılda ideolojilerin, ütopik hedeflerinin gerçekleşmemesi neticesinde, optimist karakterlerinde gevşeme görüldü.
Pesimizm’e (kötümserlik) doğru bir meyil başladı. Ayrıca ideolojilerin ütopik hedefleri, karşı ideolojilerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bunun neticesi muhafazakar hareketler gelişti. Zaman içerisindeki çeşitli oluşumlar neticesinde ideolojiler özelliklerine binaen üç kategoriye ayrıldı.
- Radikal-ani değişmelere karşı çıkan muhafazakar ideolojiler.
- Radikal-devrimci ideolojiler ki tanıma uygun olarak toptan değişiklik, yeni toplum, yeni insan isteyen sistemler.
- Zamanla ve kontrollü değişimi savunan reformcu ideolojiler. Bu tipe göre her şey kötü değil.
MODERN İDEOLOJİLERİN FONKSİYONLARI
-İnsan inançsız yaşayamaz. Bu sebepten XVIII. Yüzyılda daha evvel kendisini tutan tüm dini bağlardan koparılan çalışan insanlar için ideolojiler laik bir din vazifesi görüyorlar. İdeolojinin bünyesindeki kişiler, kendilerine sunulan ütopik hedeflere iman derecesinde bağlanıyorlar.
-İdeolojiler kişilere aynı fikirleri, aynı inançları aşılıyorlar. Aynı şeyleri düşünen, hisseden insanlar arasında da dayanışmayı sağlıyor.
-Aynı şeyleri düşünen kişileri harekete geçirmek, onları motive etmek de ideolojilerin fonksiyonları arasında. Birçok düşünüre göre felsefe ile ideoloji arasındaki fark bu noktada. Birinde fikirler üzerinde tefekkür ediliyor. Onlar bir insana sokuluyor, diğerinde ise insana sokulan organize edilen fikirler hareket sahasına indiriliyor.
-İdeolojiler motive edilen kitleleri organize etme gibi bir fonksiyonu da ifa eder.
-Son olarak ideolojilerin bağlılarına bir şahsiyet sağladığını, onlara kimlik verdiğini, ve aralarında ruhi bir bağ oluşturduğunu da söyleyelim. İdeolojiler kullananlar için adeta bir gözlük işlevi görmektedirler
Yararlanılan kaynaklar:
- Macrıdıs C, Roy: “Contemporary Political Ideologies” Winthrop Publishers, Inc. Cambridge,, Massachusetta. Printed in USA, 1980
- – Kramnıck, ISAAC and Watkins M, Frederich : “The Age of İdeology-Political Thought, 1950 To the Present” Printice-Hall, Inc Englewoad Cliffo, NewJersey, Second Edition, 1979