Yeni bir eğitim dönemine başlarken

2016-2017 Eğitim yılı bugün başlıyor. Tüm eğitim camiamıza, çocuklarımıza ve ailelerine hayırlı olsun. Tahmini olarak 17,5 Milyon öğrencimiz bugün ders başı yapacaklar. Onları eğitmekle vazifeli  1 milyona yakın öğretmenimiz de keza yeni eğitim dönemine heyecanla giriyorlar.

Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın en iyi ve verimli bir şekilde yetişmeleri için hem Devletin hem de ailelerin her zamankinden daha fazla gayret etmeleri gerekiyor.

Okulların fiziki yapıları, derslik sayılarını arttırılması, ders araç gereçlerinin modernleştirilmesi, kitapların baskılarının güzel bir şekilde yapılması ve zamanında öğrencilerin ellerine ulaşması, derslerde yeterli öğretmenin temini gibi hususlar eğitimin kalitesi açısından önemli. Fakat bundan daha da önemli olan eğitimde içerik sorunu.

EĞİTİMDE İÇERİK SORUNU

Kitapların ve ders materyellerinin içerikleri konusunda bütün iyi niyetli çabalara rağmen henüz istenen bir düzeyde olmadığımız konusunda, dert sahibi uzmanların ittifak ettikleri hususu, hoşumuza gitmese de önümüzde duran bir gerçek. Bu konuyu aciliyetle çözebilmemiz şart.

Türkiye’nin ulaşmayı düşündüğü genel hedefleri doğrultusunda eğitim sisteminde müfredatların yeniden ele alınması, bunların ana okullarından lise sona kadar birbirini tamamlar mahiyette yeniden düzenlenmesi Milli Eğitim Sistemimizin Kızıl Elmalarından biri olmalı

Bu toplumun çocuklarının yarın dünya ölçeğinde rekabet edecekleri ülkelerin çocuklarından ve gençlerinden her anlamda daha iyi yetişebilmeleri gerekiyor. Onların büyükleri olarak bizim onlara karşı en önemli vazifelerimizden birisi de bu. Onun için çocuklarımızın sadece ülke gerçekleri değil dünyanın gerçeklerine göre de eğitilmeleri gerekiyor. Bu da her kesime büyük bir sorumluluk yüklüyor.

Bu açıdan çocuklarımızın yetiştirilmesinde en önemli hizmeti gören öğretmenlerimizin de seviyesi çok önemli. Onların daha iyi ve kaliteli yetiştirilmesi eğitimin kalitesi için olmazsa olmaz şartlardan biri. İlave olarak öğretmenlerimizin,  milletimizin hedeflerine uygun bir idealizmle donanmış olmaları gerekiyor ki bu idealizm çocuklarımıza da sirayet etsin. Çünkü öğretmenlerimiz öğrencilerimizin önlerindeki en önemli rol modellerinden birisi.

ÇOCUKLARIN VE GENÇLERİN MANEVİ EĞİTİMİ

Diğer önemli bir nokta da öğrencilerimizin toplumun manevi değerleriyle örgün eğitim sistemi içinde tanışabilmeleri ve hem hal olabilmeleri. Manevi eğitimin büyük ölçüde İmam Hatip Okullarına ve Kuran Kurslarına bırakıldığı bir sistemde İmam hatiplere ve Kuran Kurslarına gitmeyen çocuklarımızdaki bu boşluğun yanlış dini ve manevi değerlerle doldurulacağı tabiidir. (Tabii İmam Hatipler ve Kuran Kurslarının kalitesi konusunda da gayretlerin artarak sürmesini önemli buluyoruz)

Son dönemlerde sıkça telaffuz edilen ve nüfusunun % 90’ın üzerinde bir kısmının Müslüman olduğu bir toplumda heyecan uyandıran ‘Dindar bir Nesil idealinin’, özellikle Milli Eğitimin içine verimli bir şekilde nüfuz edebilmesi önemli sınavlarımızdan birisi. Bunun gerçekleşebilmesi için Milli Eğitimin tüm kadrolarının ve ailelerin el birliği etmesi gerekiyor. Burada ailelerin taleplerini sürekli canlı tutmaları bu ideale ulaşmada başarıyı sağlayacak hususlardan en önemlisi

MESLEKİ EĞİTİM

Mesleki eğitim de toplumumuzun diğer bir sorunlu alanı. Piyasanın kaliteli meslek elemanına ihtiyaç duyduğu, meslek okullarından çıkan gençlerin ise piyasa gereklerine göre tam olarak yetiştirilemediği ve iş bulamadığı bir sistemde, iş dünyasını bu çalışmanın içine daha fazla çekebilmemiz önemli bir hedef. Türkiye’de iş dünyası içindeki 27 milyon civarında iş gücünün yaklaşık 17-18 milyonu henüz orta okul seviyesinde. Bu çalışan kesimin eğitilmesi de Türkiye’deki iş gücünün verimi açısından çok önemli. Tabii okumakta olan gençlerin de kaliteli olarak yetişmesi bu oranı süratle arttıracaktır. Türkiye maalesef henüz 28 Şubat döneminde İmam Hatiplerle beraber meslek okullarına vurulmuş olan darbenin tahribatını tam olarak ortadan kaldıramadı. Bu darbeyi vuranlardan bu topluma verdikleri zararları nasıl tazmin edeceğiz bilemiyorum.

Mesleki Eğitim içinde de değerler konusunu en iyi şekilde işleyebilmemiz gerekiyor. Her yıl Ahilik haftaları düzenlemekle ve eski dönemlerdeki uygulamaları seremoni tarzında tekrar etmekle mesleki eğitimde ahlaklı bir iş gücü ortaya çıkarabilmemiz mümkün değil. Ahilik düşüncesini ve o mükemmel sistemin getirdiği, iş hayatına hem işini iyi bilen hem de ahlaki donanımı yeterli elemanlar sunabilen bir sistemi günümüz şartlarında nasıl oluşturacağız sorusunun cevaplarını en iyi şekilde verebilmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Gençlerimizi bilgi, beceri, yetkinlik ve ahlaki değerlerle mücehhez olarak yetiştirebilen bir mesleki eğitimin ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimi için gerekliliği tartışılmayacak bir gerçek. İnşallah hem iş dünyamız hem de Milli Eğitim Sistemimiz yeni eğitim döneminde bu konuda daha büyük bir gayretin içinde olur

AİLE VE TOPLUM DA ÇOK ÖNEMLİ

Çocuk ve gençlerin eğitiminde aile ve toplum da çok belirleyici bir role sahip. Anne, babalar, aile büyükleri, gönüllü teşekküllerin yöneticileri , kamu yönetiminde hizmet veren kişiler her hareketleriyle gençlere örnek olduklarını bilmeleri olmazsa olmaz bir gereklilik. Kendileri ahlaki açıdan sorunlu büyüklerin gençlerin yetişmesi konusunda şikayet etmeye hiç haklarının olmadığını idrak etmeleri gerekiyor. İyi bir gençlik isteniyorsa onların önlerindeki büyüklerin ahlaklı ve çalışkan olmaları şart.

Toplumumuzun özellikle gençleri yakın bir zamanda karşı karşıya geldiğimiz 15 Temmuz Darbe girişimi sırasında çok önemli bir sınav verdiler. Vatan savunması konusunda büyük bir duyarlılık gösterdiler. Tankların, silahların önüne kendilerini siper ettiler. Genç yaşlarında gözlerini kırpmadan şehit oldular. Yıllarca tarih derslerinde anlatılan Çanakkale ruhunu aynel yakin yaşadılar ve yaşattılar. Bu hal, eğitim sistemimizden çokça şikayet eden bir toplum olarak bizde  geleceğe yönelik ciddi bir ümit oluşturdu. Demek ki bu toplumun mayası ve genlerinden gelen özelliklerinin önemli bir kısmı hala muhafaza edilmiş bir halde duruyor. Tarih şuurunun ve kökü samimi Dini inanca dayanan şehadet kavramına verilen önemin ne kadar değerli bir şey olduğu, karşı karşıya kaldığımız bu alçakça saldırıda bir kere daha ortaya çıktı.

EĞİTİMDE 15 TEMMUZ RUHUNUN ÖNEMİ

Yeni bir eğitim dönemine başlarken, 15 Temmuz Ruhunun, ahlaki eğitim ve değerlerin eğitim sistemi içerisine daha iyi yerleştirilebilmesi konusunda adeta bir kaldıraç vazifesi göreceğini umuyor ve diliyoruz. İnşallah bazı şer hayır getirir özdeyişi çerçevesinde bu menfi olay toplumun eğitiminde de bir çok hayırların ortaya çıkmasına vesile olur. Tabii bu gelişme, bu konuyla vazifeli olanların çok daha fazla gayret göstermeleri gerekliliğini  daha da önemli kılmaktadır.

2016-2017 Eğitim yılının tüm Eğitim camiasına, ailelere , çocuklarımıza ve toplumumuza hayırlar getirmesini diliyorum

Dünya Bülteni, 19.09.2016

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir